New Mexico DoÄŸa Tarihi ve Bilim Müzesi’nden araÅŸtırma görevlisi Paul Sealey tarafından 1996 yılında bazı fosiller bulunmuÅŸtu. Bu fosiller üzerinde yapılan yeni araÅŸtırmalar, fosillerin daha önce keÅŸfedilmemiÅŸ bir türe ait olduÄŸunu ortaya çıkardı.
Menefee Formasyonu olarak bilinen kayalarda bulunan fosillerden elde edilen sonuçlar, Menefeeceratops sealeyi olarak isimlendirilen bu türün dahil olduğu grubun şimdiye kadar tespit edilen en eski üyesi olduğunu gösteriyor. Bu keşif ile birlikte dinozorların evrimine yönelik önemli bilgilerin edinileceği ifade ediliyor.
Son yıllarda boynuzlu dinozor türlerine yönelik keşifler arttı:
Pennsylvania Üniversitesi’nden boynuzlu dinozorlar üzerinde uzmanlaÅŸmış bilim insanı Peter Dodson, son 20 yılda özellikle ceratopsidae ailesine üye dinozorlar hakkında edinilen bilgilerin arttığını ifade etti. Bu da hem bu dinozor ailesini daha yakından tanımamıza hem de dinozorların evrimsel süreçlerine dair daha detaylı bilgiler edinmemize olana saÄŸlıyor.
Aynı zamanda çalışmalar, yeni keÅŸfedilen bu türün bilinen en büyük boynuzlu dinozorlardan olan triceraptosun atası olduÄŸunu ortaya koyuyor. Aralarındaki en büyük fark ise büyüklükleri. Triceraptoslar 9 metreye ulaÅŸabilen boylarıyla, ortalama 4,5 metreye ulaÅŸan menefeeceratops’ları geride bırakıyor.
Yapılan kazılarda dinozorun tüm kemikleri bulunamamış olsa da kafatası parçaları, alt çene, ön kol, arka ayaklar, pelvis, omurlar ve kaburgalar dahil olmak üzere iskeletin önemli bir kısmı korunmuş durumda. Bu kemikler dinozorun yeni bir türe ait olduğunu ortaya koymanın yanında aynı zamanda dinozorun yaşam geçmişine dair de bilgiler sunuyor. Örneğin dinozorun omurga tabanına yakın omurlarından birinde bir hastalıktan ya da yaralanmadan kaynaklanan bir sorun olduğu tespit edilmiş. Çalışmalarına devam eden araştırma ekibi, bu tür bulgular sayesinde antik ekosistemi daha iyi anlayabileceğimizi ifade ediyor.